YDS / e-YDS Sınavında Çıkmış Noun (İsim) Kelime Listesi

YDS / e-YDS Sınavında Çıkmış Noun (İsim) Kelime Listesi

Aberration: Sapıtma, sapıklık, sapınç
Ability: Yetenek, kabiliyet, beceri
Abortion: Kürtaj, düşük, bebek aldırma
Absence: Yokluk, bulunmama
Accent: Aksan, şive
Access: Giriş, erişme, geçit
Accident: Kaza
Accommodation: Kalacak yer
Accord: Uyum, anlaşma, uzlaşma
Account: Açıklama, hesap
Accumulation: Birikim, yığın, toplanma
Acidification: Asitleştirme
Action: Hareket, aksiyon
Activity: Faaliyet, etkinlik
Addendum: Ek, ilave
Addiction: Bağımlılık, tiryakilik
Addictive: Alışkanlık yapan, bağımlılık yapan
Addition: Ek, ilave
Additive: Katkı, katkı maddesi
Address: Adres
Adherent: Taraftar
Adjective: Sıfat, önad
Administration: Yönetim, idare, idarecilik
Administrator: Yönetici, idareci
Admiration: Hayranlık, beğeni, takdir
Adolescence: Ergenlik
Adolescent: Ergen
Adult: Yetişkin
Adulthood: Yetişkinlik, erginlik, reşitlik
Advantage: Avantaj, üstünlük, yarar
Advent: Geliş, varış, varma, gelme
Adventure: Macera
Adversary: Düşman, rakip, karşı kimse
Advice: Öğüt, nasihat, tavsiye
Aeroplane: Uçak
Affair: İş, mesele, konu
Affection: Bağlılık, eğilim, şefkat
Affliction: Üzüntü, dert, ıstırap
Aftermath: Sonuç, akıbet
Agency: Ajans, acente, aracılık
Agenda: Gündem, görüşülecek konular
Agent: Etken, vasıta
Agility: Çeviklik, atiklik, kıvraklık
Agreement: Anlaşma, antlaşma, pakt, uyuşma
Agriculture: Tarım
Agronomist: Bilimsel tarım uzmanı
Ailment: Hastalık, rahatsızlık
Aim: Amaç, gaye, emel
Air: Hava
Aircraft: Uçak, uçaklar
Airlift: Uçakla taşıma, hava köprüsü, ikmal
Allegation: İddia, sav, bahane
Allowance: Nafaka, harçlık
Alloy: Alaşım, karışım
Ally: Müttefik
Alphabet: Alfabe
Altitude: Yükselti
Ambition: Hırs, heves, tutku
Ammonia: Amonyak
Amnesty: Genel af, af
Amount: Miktar, tutar, toplam
Amphibian: Suda ve karada yaşayabilen, amfibi
Amplification: Büyütme, genişletme, yükseltilme
Amplitude: Genişlik, çokluk; genlik
Ancestor: Ata, cet
Announcement: Duyuru, ilan
Antiquity: Antikalık, eskilik, eski uygarlık
Apartment: Daire
Apathy: Duygusuzluk, hissizlik, ilgisizlik
Apology: Özür, mazeret
Appendage: İlave, ek, katkı, uzantı
Appendix: Ek, ilave, ek bölüm
Appetite: İştah, afiyet
Apprentice: Çırak, acemi
Aptitude: Yetenek, kabiliyet
Architect: Mimar
Architecture: Mimarlık, mimari
Area: Alan, bölge, yüzölçümü
Arm: Kol
Armour: Zırh
Army: Ordu
Article: Makale, yazı
Artist: Sanatçı
Ascendancy: Üstünlük, egemenlik, hüküm sürme
Ascent: Yükselme, bayır, çıkış
Ash: Kül
Aspect: Görünüş, görünüm, durum
Assembly: Toplantı, kongre
Assessment: Değerlendirme
Asset: Varlık, değerli şey, mal
Assignment: Atama, tahsis, tayin, görev
Association: Birleşme, ortaklık, işbirliği, dernek
Assortment: Sınıflandırma, ayırma; çeşitlilik
Assumption: Farz etme, sanı
Assurance: Güvence, teminat, vaat, söz
Asylum: Sığınak, barınak, himaye
Athlete: Sporcu
Attention: Dikkat, ilgi, bakım
Attitude: Durum, tavır, vaziyet
Attorney: Avukat, dava vekili
Audacity: Küstahlık, cesaret, cüret
Audience: İzleyici, dinleyici
Auditorium: Toplantı salonu
Author: Yazar
Authority: Otorite, yetki, yetki belgesi
Automation: Otomasyon, özdevim
Availability: Müsait olma, geçerlilik, mevcut olma
Avalanche: Çığ
Avenue: Bulvar, cadde, yol
Aviation: Havacılık
Avidity: Hırs, istek, açgözlülük
Axis: Eksen
Back: Sırt, arka, geri
Background: Özgeçmiş, geçmiş deneyimler
Ballast: Safra; balast, istikrar
Band: Takım, sürü, çete, bando, grup
Bank: Banka
Bar: Bar, kalıp, parça
Bargain: Pazarlık, kelepir
Barrel: Fıçı, varil, namlu
Barricade: Barikat, engel, siper
Base: Kök, temel, dayanak
Basin: Leğen, kâse
Basis: Temel, esas, kaynak
Bat: Yarasa
Bathroom: Banyo
Battery: Batarya, akü, pil
Battlefield: Savaş alanı
Battleship: Savaş gemisi, zırhlı gemi
Bauxite: Boksit
Bay: Körfez, koy
Beauty: Güzellik
Beer: Bira
Beeswax: Balmumu
Beginning: Başlangıç, baş
Behalf: Adına
Behaviour: Davranış
Belief: İnanç, iman, güven
Bench: Bank, sıra, kürsü
Beneficiary: Yararlanan kimse; hak sahibi
Benefit: Yarar, fayda, çıkar
Benign: İyi huylu, sevecen, iyi kalpli
Bias: Önyargı, peşin hüküm
Billion: Milyar
Binomial: İki terimli, iki isimli
Biography: Biyografi, yaşam öyküsü
Biology: Biyoloji
Blade: Bıçak ağzı; kılıç
Blanket: Battaniye, örtü
Blast: Şiddetli rüzgâr, rüzgâr
Bleach: Çamaşır suyu, ağartıcı
Blizzard: Kar fırtınası, tipi
Block: Blok
Blood: Kan
Body: Vücut
Bolt: Cıvata; sürgü
Bone: Kemik, kılçık
Boot: Bot, çizme
Bottom: Dip, alt
Boundary: Sınır, hudut, limit
Bounty: Cömertlik, armağan, hediye
Brain: Beyin
Brake: Fren
Branch: Dal, şube
Brass: Pirinç, pirinçten yapılmış
Bread: Ekmek
Breadth: Genişlik, en; saha
Breakage: Kırılma, kırma
Breakdown: Arıza, bozulma, sorun
Breakthrough: Buluş, atılım
Breath: Nefes, soluk, fısıltı
Breeze: Meltem, esinti
Brick: Tuğla
Bridge: Köprü
Brigade: Tugay, ekip, takım
Brink: Kenar, kıyı, eşik
Broker: Komisyoncu
Bronze: Bronz, tunç, bronz
Browser: Tarayıcı
Bubble: Kabarcık, hava kabarcığı, baloncuk
Budget: Bütçe
Bulk: Boy, cüsse, hacim, yığın
Bullet: Mermi
Bunker: Sığınak
Bureaucracy: Bürokrasi, kırtasiyecilik
Burglary: Hırsızlık
Cabinet: Kabine, bakanlar kurulu
Cable: Kablo, telgraf
Cage: Kafes, kuş kafesi
Candidate: Aday
Candle: Mum, kandil
Canister: Teneke kutu
Canopy: Kubbe, örtü, paraşüt
Canyon: Kanyon, vadi
Cap: Kep, kasket, başlık, kapak
Capability: Kapasite, yetenek, kabiliyet
Capacity: Kapasite, hacim, verim
Capital: Başkent
Captain: Kaptan, yüzbaşı
Captive: Esir, tutsak
Cardboard: Mukavva, karton
Care: İlgi, itina, bakım,özen
Career: Meslek yaşamı, kariyer
Carol: Şarkı, ilahi
Cartridge: Fişek; hartuç, kartuş
Case: Dava, durum, hadise
Cast: Oyuncu kadrosu
Castle: Kale
Catastrophe: Felaket
Caterpillar: Tırtıl, kurt
Cattle: Sığır ve davarlar
Caution: Dikkat, ikaz, uyarı
Cavity: Oyuk, çukur, boşluk
Celebrity: Ün, ünlü kimse, tanınmış kimse
Cement: Çimento
Census: Nüfus sayımı, sayım
Certificate: Belge, sertifika
Cessation: Durma, kesilme, ara, fasıla
Chain: Dizi, silsile,zincir
Chairman: Başkan, reis
Chamber: Oda, yatak odası, büro
Chance: Olasılık, ihtimal, şans
Changeover: Yöntem değiştirme, geçiş
Channel: Kanal
Chaos: Kaos
Chapter: Bölüm
Charge: Sorumluluk, yükleme, suçlama
Charity: Hayır, hayırseverlik, yardımseverlik
Chart: Çizelge, grafik, tablo
Chemistry: Kimya
Choice: Seçim, seçenek, tercih
Chronicle: Kronolojik yazılmış tarih, kronik
Chunk: Yığın, külçe, topak
Circuit: Devre
Circumstance: Koşul, durum, olay
Circus: Sirk, sirk gösterileri
Citizen: Vatandaş, yurttaş
Citrus: Narenciye, turunçgillerden meyve
Clarity: Açıklık, berraklık, duruluk
Clay: Kil, toprak, çamur
Clerk: Kâtip, yazman, yazıcı
Cliché: Klişe, basmakalıp söz
Client: Müvekkil, müşteri, alıcı
Cliff: Kayalık, uçurum, yar
Climate: İklim, hava, bölge
Climax: Doruk, zirve, dönüm noktası
Cloak: Pelerin, palto, manto
Clue: İpucu, iz, işaret, anahtar
Cluster: Salkım, demet, grup
Coal: Kömür, maden kömürü
Coalition: Koalisyon, birleşme
Coast: Sahil
Code: Kod, şifre
Coincidence: Denk gelme, tesadüf, rastlantı
Collar: Yaka, tasma
Colleague: Meslektaş, iş arkadaşı
College: Yüksekokul, üniversite
Column: Kolon, sütun
Columnist: Köşe yazarı
Combat: Savaş, mücadele, çarpışma
Combustion: Yanma, tutuşma
Comeback: Dönüş, yeniden ortaya çıkma
Comet: Kuyrukluyıldız
Commentary: Yorum, açıklama
Commentator: Yorumcu, maç spikeri
Commerce: Ticaret, iş, alım satım
Commission: Komisyon, görev, vazife
Committee: Komite
Commodity: Eşya, mal, emtia,madde,ürün
Communication: İletişim
Community: Cemiyet, cemaat, topluluk
Company: Şirket, arkadaş
Comparison: Karşılaştırma
Compass: Pusula
Compatibility: Uygunluk, bağdaşma
Competition: Yarışma, rekabet
Complexity: Güçlük, zorluk, karışıklık
Complication: Karmaşa, zorluk, komplikasyon
Component: Parça, eleman, bileşen
Composite: Bileşik, karma, karışık
Compound: Bileşen
Comprehension: Anlayış, kavrama, idrak, kavrayış
Computer: Bilgisayar
Conceit: Kibir, kurum, kendini beğenme
Concept: Fikir, görüş, kavram
Concern: İlgi, alâka, endişe
Conductivity: İletkenlik
Conference: Konferans, kongre, görüşme
Confidence: Güven, inanç, itimat, kendine güven
Conflict: Anlaşmazlık, çekişme, çarpışma,
Confrontation: Yüzleşme, karşılaşma
Confusion: Kafa karışıklığı
Congestion: Kalabalık, izdiham, tıkanıklık
Congress: Toplantı, kongre
Conjunction: Bağlaç
Connotation: Yan anlam, çağrışım
Conscience: Vicdan, inanç
Consciousness: Bilinç, şuur, idrak, zihin
Consensus: Fikir birliği, ortak görüş, oybirliği
Consequence: Sonuç
Conservation: Korunum, sakınım, tasarruf
Conservative: Tutucu, muhafazakâr
Consistency: Tutarlılık
Conspiracy: Komplo, gizli anlaşma, suikast
Consternation: Şaşkınlık, hayret, afallama
Constipation: Kabızlık, kabız, peklik
Constituent: Bileşen, oluşturan parçalardan her biri
Constraint: Kısıtlama, zorlama
Consumer: Tüketici
Consumption: Tüketim, bitirme, harcama
Contention: Kavga, çekişme, tartışma
Contest: Yarışma, müsabaka
Context: Bağlam, sözün gelişi, kaynak
Continent: Kıta,
Contour: Eşyükselti eğrisi, dış çizgiler
Contrast: Kontrast, zıtlık, tezat, çelişki
Controversy: Tartışma, çekişme, anlaşmazlık
Convection: Konveksiyon, ısı yayma
Convention: Toplantı, kongre, toplama
Conversation: Konuşma
Conversion: Değiştirme, dönüştürme
Core: İç, öz, çekirdek
Corporation: Şirket, kurum
Correlation: Bağıntı, ilişki, korelasyon
Corrosion: Aşındırma, korozyon, aşınma
Corruption: Bozulma, çürüme, yozlaşma, yolsuzluk
Cotton: Pamuk
Council: Meclis, kurul, konsey, yönetim kurulu
Countermeasure: Önlem, karşı önlem
Counterpart: Benzer, eş, meslektaş
Countryside: Kırsal bölge
County: İlçe, il, vilâyet
Courage: Cesaret, yüreklilik, yiğitlik
Course: Kurs
Court: Mahkeme
Covenant: Anlaşma, antlaşma, sözleşme
Cradle: Beşik, başlangıç
Craft: Marifet, hüner, sanat, kurnazlık, uçak
Craftsman: Usta, sanatçı, sanatkâr
Credibility: Güvenilirlik
Credit: Kredi, geri ödenme
Cretaceous: Tebeşirli, mezozoik
Crevice: Çatlak, yarık, gedik
Crew: Mürettebat
Crick: Adale kasılması, tutulma
Crime: Suç
Criminal: Suçlu, sabıkalı
Crisis: Buhran, kriz, bunalım
Critic: Eleştiren kimse, eleştirmen
Crop: Ekin, ürün, mahsul
Crust: Kabuk, kuru ekmek; tortu
Cue: İşaret, başlama işareti, replik
Culmination: Doruk, zirve
Culprit: Suçlu, zanlı, sanık
Curiosity: Merak, ilgi, ilginç şey
Currency: Para birimi
Curricula: Müfredat, öğretim programı
Curriculum: Müfredat, öğretim programı
Cushion: Minder, yastık, tampon
Custody: Gözaltı, tutukluluk, velayet
Custom: Gelenek, görenek
Cutback: Eksiltme, azaltma, kesme
Dairy: Süthane, mandıra
Dam: Baraj, hazne, engel
Dark: Karanlık
Date: Tarih
Dawn: Şafak
Deadline: Son teslim tarihi, zaman sınırı
Deal: Anlaşma, davranış, pazarlık
Dean: Dekan
Death: Ölüm
Debit: Borç, zimmet
Debris: Enkaz, döküntü, yıkıntı
Debt: Borç, borçlu olma
Decade: On yıl
Deceit: Yalan, hilekârlık, düzenbazlık
Deception: Kandırma, aldatma, dalavere
Deciduous: Dökülen, yaprak döken
Decision: Karar, hüküm
Deed: İş, eylem, fiil
Defect: Eksiklik, kusur, noksan, özür
Defence: Savunma, davalı
Defendant: Davalı, sanık
Deficiency: Eksiklik
Deficit: Hesap açığı, açık, eksiklik
Deforestation: Ağaçları yok etme, ormansızlaştırma
Deformation: Biçimsizleştirme; bozulma, sakatlık
Deformity: Şekil bozukluğu, biçimsizlik
Degree: Derece
Deity: Tanrı, ilah
Delegate: Delege, vekil, temsilci
Delusion: Hayal, kuruntu, vesvese, yanılgı
Democracy: Demokrasi
Density: Yoğunluk, sıkışıklık; kalınlık
Depict: Resmetmek, betimlemek
Depletion: Azaltma, boşaltma, tüketme
Deposit: Depozito, teminat, emanet
Deputy: Temsilci, vekil, delege
Desalination: Tuzdan arındırma
Descendant: Torun, oğul
Desert: Çöl, bozkır, ıssız yer
Despair: Çaresizlik, umutsuzluk
Despot: Zorba, acımasız
Destination: İstikamet, varış yeri
Destiny: Kader, alın yazısı, kısmet
Detail: Ayrıntı, detay, detaylar
Detector: Detektör, bulucu
Detention: Alıkoyma; gözaltına alma, tutuklama
Detonator: Ateşleyici parça, patlatıcı, fitil
Device: Alet, hile, oyun; arma
Diagnosis: Teşhis, tanı, belirtme
Dialect: Lehçe, ağız, diyalekt
Dialogue: Diyalog, karşılıklı konuşma
Diet: Beslenme
Dilemma: Çıkmaz, ikilem
Dimension: Boyut, ebat, ölçü
Disaster: Felaket
Discomfort: Sıkıntı, rahatsızlık, huzursuzluk
Discount: İndirim, ıskonto, azaltma
Discovery: Keşif, buluş
Discrepancy: Çelişki, uyuşmazlık, farklılık
Discretion: İhtiyat, tedbir ,takdir
Discrimination: Ayrıcalık yapma, fark gözetme,
Disease: Hastalık, rahatsızlık
Disfavor: Beğenilmeme, hoşlanılmama
Disorder: Keşmekeş, kargaşa, karışıklık
Disrepute: Kötü şöhret, adı çıkmışlık, itibarsızlık
Disruption: Kesilme, bozulma, parçalanma
Distance: Mesafe, uzaklık
Distaste: Sevmeme, hoşlanmama, tiksinme
Distribution: Dağıtım, dağılım, yayılma,
District: Bölge, havali, ilçe, semt
Diversity: Farklılık, başkalık, çeşitlilik
Division: Bölme, ayırma
Document: Doküman, belge
Donor: Bağışta bulunan kimse, verici
Doom: Kör talih, kader, alın yazısı
Dormancy: Uyku hali, uyuşukluk
Dormitory: Yatakhane, koğuş, yurt
Doubt: Şüphe, kuşku, tereddüt
Downfall: Çökme, düşme, yıkılma
Dozen: Düzine, çok sayı
Draft: Müsvedde, taslak
Draught: Cereyan, hava akımı
Drawback: Engel, sakınca; vergi iadesi
Droplet: Damlacık
Drought: Kıtlık, darlık, kuraklık
Drug: İlaç
Duct: Tüp, boru, kanal
Dumping: Çöp yığını
Durability: Devamlılık, dayanıklılık, sağlamlık
Duration: Süreç, süre, süreklilik, devam
Dusk: Alaca karanlık, akşam karanlığı
Dust: Toz, toz toprak
Duty: Vazife, görev, nöbet
Dye: Boya
Dynasty: Hanedan, sülale
Earth: Dünya, yeryüzü, toprak, kara
Earthquake: Deprem
Eccentricity: Acayiplik, eksantriklik
Edge: Kenar, uç, ağız
Editor: Yayıncı, editör
Education: Eğitim
Effect: Etki, tesir, netice
Effort: Çaba, gayret, girişim
Effusion: Akıtma, içini dökme, akma
Election: Seçim
Elevator: Asansör, kaldırıcı
Emblem: Amblem, simge, sembol
Emergency: Acil durum, acil vaka
Emission: Emisyon, çıkarma
Emotion: Duygu, his, heyecan
Empire: İmparatorluk
Employment: Görev, iş, çalıştırma
Endurance: Dayanma, sabır, tahammül
Enemy: Düşman
Enforcement: Zorlama, uygulama, yürürlüğe koyma
Engine: Motor, makine, lokomotif
Enmity: Düşmanlık, nefret, kin
Enquiry: Soruşturma, sorgu, soru
Enterprise: Girişim, teşebbüs
Entertainment: Eğlence, gösteri
Enthusiasm: Gayret, heyecan, şevk
Entity: Varlık, varoluş, öz
Entrance: Antre, giriş
Entry: Giriş, kayıt
Environment: Çevre
Epoch: Devir, çağ, dönem
Equilibrium: Denklik, denge, tarafsızlık
Equipment: Donanım, teçhizat
Era: Devir, çağ, zaman
Error: Yanlış, hata, yanlışlık
Escalation: Yükselme, pahalanma
Essay: Deneme
Essence: Öz, esas, esans
Estate: Mülk, emlâk, malikâne
Event: Olay
Evidence: Tanık, delil, kanıt
Evolution: Evrim, gelişim, açılma
Excavation: Kazma, hafriyat, kazı
Excess: Aşırılık, aşırıya kaçma, fazlalık
Exclusion: Hariç tutma, dışında bırakma
Excursion: Gezi, gezinti
Exhibition: Gösteri, teşhir, sergi
Expansion: Genişleme, gelişme, büyüme
Expectation: Umma, beklenti, umut
Expedition: Sefer, sevk, acele, çabukluk
Expenditure: Masraf, harcama
Expense: Harcama, masraf, gider
Experience: Tecrübe, deneyim, pratik
Expert: Uzman, bilirkişi
Expertise: Uzmanlık, ihtisas
Explosion: Patlama, infilak, ateş alma
Exposure: Poz, kare
Extension: Dahili hat
Extent: Alan, boyut, kapsam
Extinction: Soyunun tükenmesi
Eyesight: Görme yeteneği, görüş uzaklığı
Fabric: Kumaş, bez, dokuma
Facilities: Kolaylıklar, imkânlar, tesisler
Facility: Yetenek, ustalık, imkân
Faith: İnanç, güven, iman, sadakat
Fall: Sonbahar
Fame: Şöhret, ün, ad, nam
Famine: Açlık, kıtlık, sıkıntı
Fantasy: Düş, fantezi, hayal, hayal gücü
Farewell: Elveda, veda
Fashion: Moda, adet, tarz
Fate: Kader, kısmet, alın yazısı
Fatigue: Yorgunluk, zahmet
Fault: Hata, yanlış, kabahat
Fax: Faks
Feasibility: Uygulanabilirlik, yapılabilirlik, fizibilite
Feat: Kahramanlık, olağanüstü başarı
Feather: Kuştüyü, tüy
Feature: Özellik
Fellow: Arkadaş, adam, eş
Fermentation: Mayalanma, fermantasyon
Fertilizer: Gübre
Fever: Ateş, humma, hararet
Fiber: Lif, fiber, iplik, tel
Fiction: Düş, uydurma, kurgu
Field: Tarla
Figure: Figür, şekil, vücut yapısı, tip
Fire: Yangın, ateş
Fissure: Çatlak, yarık, çatlama
Fitness: Formda olma
Fixture: Demirbaş, tesisat, fikstür
Flame: Alev
Flavour: Tat
Flaw: Kusur, defo, hata
Fleet: Filo, donanma, alay
Flesh: Et, vücut, beden
Flexibility: Esneklik
Flood: Sel
Flu: Grip
Fluid: Sıvı, akışkan
Folk: Halk, ahali, insanlar
Follicle: Folikül, bezcik, saç kökü
Forecast: Tahmin
Forerunner: Müjdeci, haberci, ata
Forgery: Sahtekârlık, sahtecilik, kalpazanlık
Fort: Kale, hisar
Fortress: Kale, hisar
Fortune: Şans, talih, uğur, kısmet, servet
Fossil: Fosil, taşıl
Foundation: Kuruluş, tesis, kurum, temel
Fountain: Pınar, çeşme, fıskiye,kaynak
Fragment: Parça, kırıntı, bölüm
Frame: Çerçeve, çatı, şasi
Framework: İskelet, çatı, yapı, çerçeve
Fridge: Buzdolabı
Frigid: Buz gibi, çok soğuk, duygusuz
Fringe: Saçak, püskül, perçem
Frontier: Sınır, hudut
Fuel: Yakıt, yakacak, benzin
Fulcrum: Dayanak, destek noktası
Fund: Fon, sermaye, para kaynağı
Fur: Kürk, post, kürklü hayvan
Furnace: Ocak, fırın
Fury: Öfke, hiddet, sinir, gazap
Gadget: Küçük alet, ıvır zıvır, zımbırtı
Gallery: Galeri
Gang: Ekip, grup, çete
Gap: Boşluk, aralık
Gasoline: Benzin
Gate: Dış kapı
Gateway: Geçit
Gear: Vites, dişli, takım
Gender: Cinsiyet, cins
Generation: Nesil
Genesis: Doğuş, yaratılış, köken
Genocide: Soykırım, genosit
Genre: Çeşit, tür
Geography: Coğrafya
Germ: Mikrop, bakteri, virüs
Germicide: Mikrop öldürücü ilaç, antiseptik madde
Gestation: Gebelik süresi, gebelik dönemi
Gift: Hediye, armağan, doğuştan yetenek
Glacier: Buzul
Glory: Şan, şeref, ün, ihtişam
Glue: Yapıştırıcı, zamk, tutkal
Goal: Amaç, hedef, gol
Government: Hükümet, devlet, idare
Grade: Derece, aşama, basamak
Grain: Tane, tahıl, tanecik, zerre
Grammar: Gramer, dilbilgisi
Gratitude: Minnettarlık, şükran, şükür
Greed: Hırs, açgözlülük, oburluk
Grid: Izgara, parmaklık, şebeke
Grief: Acı, üzüntü, dert
Groove: Yiv, oluk, çizgi
Ground: Toprak, zemin, yer
Grove: Koru, ağaçlık
Grudge: Kin, garez, kıskanma
Guard: Koruma, bekçi
Guest: Misafir, konuk
Guidance: Rehberlik, kılavuzluk, yol gösterme
Guilt: Suç, kabahat, suçluluk
Gun: Silâh, top, tüfek
Gym: Spor salonu
Habit: Alışkanlık, adet, huy
Habitat: Doğal ortam, yetişme ortamı
Hall: Salon, antre
Hand: El
Handicap: Engel, mahzur, elverişsiz durum
Harbour: Liman
Hardship: Zorluk, güçlük, sıkıntı
Hatch: Kapak, ambar kapağı
Hatred: Kin, nefret, düşmanlık
Haven: Sığınak, barınak, liman
Hazard: Risk, tehlike
Headquarters: Merkezi büro
Health: Sağlık
Heat: Sıcaklık, hararet, ısı
Heaven: Gökyüzü, sema, cennet
Herd: Sürü, topluluk
Heritage: Miras, kalıt
Hibernation: Kış uykusu, kışı geçirme
Hierarchy: Hiyerarşi, aşamalı sistem
Highway: Anayol, ekspres yol, otoban
Hint: İma, ipucu, tavsiye, fikir
Hole: Delik, çukur, oyuk
Hometown: Memleket
Horror: Dehşet, korku, nefret
Hostility: Düşmanlık, karşıtlık, muhalefet
Household: Ev halkı
Housing: Barınma, konut, konumlandırma
Human: İnsan(oğlu)
Humidity: Nem, rutubet
Humour: Mizah, gülünçlük, komik
Hurricane: Kasırga
Identification: Tanıma, teşhis, kimlik
Identity: Kimlik
Illness: Hastalık
Illusion: Yanılsama, aldatıcı görünüş
Immediacy: Dolaysızlık, yakınlık, doğrudanlık
Immigrant: Göçmen
Immunity: Bağışıklık, muafiyet, ayrıcalık
Immunization: Bağışıklık kazandırma, aşılama
Impact: Darbe, etki, şok
Imperfection: Eksiklik, kusur, hata
Impetus: Hız, şiddet, dürtü, güdü
Implication: İma etme, bulaştırma, içerme
Improvement: İlerleme, gelişme
Incentive: Dürtü, güdü, isteklendirme, teşvik
Incidence: Rastlantı, tesadüf, isabet, olma oranı
Incident: Olay, hadise
Income: Gelir, kazanç, bütçe
Inconsistency: Uyuşmama, bağdaşmama, kararsızlık
Individual: Kişi, birey
Inequality: Eşitsizlik, farklılık, değişkenlik
Infancy: Bebeklik, çocukluk
Infant: Bebek, çocuk
Infinity: Sonsuzluk, sınırsızlık, sonsuz
Inflation: Enflasyon, şişkinlik, şişirme
Infrastructure: Altyapı
Inhabitant: Oturan, sakin, yerli
Initiative: Girişim, girişkenlik
Injection: Enjeksiyon, iğne
Injury: Yara, zarar, hasar
Innovation: Yenilik, değişiklik, icat, buluş
Inquiry: Sorgu, soruşturma, anket
Insect: Böcek
Instance: Örnek, misal, durum
Instinct: İçgüdü, sezgi, yetenek
Insulin: Ensülin
Integrity: Tamlık, bütünlük, sağlamlık
Intellect: Akıl, zihin gücü, idrak kabiliyeti
Intensity: Şiddet, gerilim, güç, yoğunluk
Intent: Niyet, maksat, amaç
Intention: Niyet, maksat, plan
Interaction: Etkileşim, birbirini etkileme
Interest: İlgi, çıkar, faiz
Interval: Ara, aralık, süre, mesafe
Intestine: Bağırsak
Intimacy: Samimiyet, yakınlık, sıkı dostluk
Intrigue: Entrika, dolap, fesat
Intuition: Sezgi, sezi, önsezi
Invertebrate: Omurgasız, zayıf, iradesiz
Investment: Yatırım
Isolation: Ayırma, izolasyon, ayrı durma
Jam: Reçel
Janitor: Kapıcı, bina sorumlusu, hademe
Jargon: Özel dil, meslek argosu, mesleki dil
Joke: Şaka
Journal: Bülten, gazete, dergi
Journalist: Gazeteci
Journey: Seyahat, yolculuk
Judgement: Yargılama, yargı, hüküm
Junction: Kavşak, birleşme yeri, bağlantı noktası
Jungle: Orman, sık orman
Jury: Jüri, kurul
Justice: Adalet, hak, yargı, dürüstlük
Kettle: Çaydanlık
Kind: Çeşit, tür, cins
Kingdom: Krallık, kraliyet
Kinship: Akrabalık, yakınlık
Knowledge: Bilgi
Lab: Laboratuvar
Labour: Hizmet, emek, işgücü
Lack: Eksiklik, noksan, yokluk
Land: Kara, toprak
Landscape: Manzara
Lattice: Kafes
Layer: Tabaka, katman
Layout: Düzenleme, düzen, plan
Lecture: Ders, konferans
Legacy: Kalıt, miras
Legend: Efsane
Legislation: Yasama, kanun yapma, mevzuat
Leisure: Boş vakit, uygun zaman
Leniency: Hoşgörü, yumuşaklık
Liability: Sorumluluk, olasılık
Liberty: Özgürlük
Licence: Lisans, ruhsat, ehliyet
Likelihood: Olasılık, ihtimal
Limb: Uzuv, kol, bacak
Limelight: Karpit lâmbası, sahne ışığı
Line: Hat, çizgi
Lineage: Soy, köken, nesil, sülale
Linkage: Bağlantı, eklem, bağ
Liquid: Akıcı
Litter: Çöp, sedye, tahtırevan
Liver: Karaciğer
Livestock: Çiftlik hayvanları
Loan: Ödünç verilen şey, borç, ödünç para, kredi
Log: Kütük, tomruk, parakete
Lung: Akciğer, ciğer
Luxury: Lüks
Magistrate: Sulh hakimi, adliye yüksek memuru
Magnet: Mıknatıs, çekim alanı
Magnificence: Görkem, ihtişam
Magnitude: Büyüklük, önem
Majority: Çoğunluk
Male: Erkek
Malnutrition: Yetersiz beslenme, beslenme bozukluğu
Management: Yönetim, idare
Mankind: İnsan soyu, insanlık, erkekler
Manner: Tarz, biçim, yol, davranış
Manoeuvre: Manevra, hile, dolap
Manure: Gübre
Manuscript: El yazması
Marina: Marina, yat limanı
Mask: Maske
Massacre: Katliam
Mate: Eş, arkadaş, ortak, mat
Member: Organ, üye
Merchant: Tacir, tüccar
Mercy: Merhamet, insaf
Merit: Değer, meziyet
Mess: Karışıklık, dağınıklık
Migration: Göç, göçme
Mind: Akıl, us, zihin, bellek
Minister: Bakan, vekil
Minority: Azınlık, azlık
Miracle: Mucize, harika, keramet
Misconduct: Kötü davranış, kötü idare, zina
Misery: Sefalet, yoksulluk, acı
Misgiving: Kuşku, kuruntu, korku
Miss: Hanım, bayan (evlenmemiş)
Mission: Görev, iş, vazife, misyon
Mistake: Yanlış, hata
Mob: Kalabalık, izdiham, ayaktakımı
Moisture: Islaklık, nem, rutubet
Monk: Keşiş, rahip
Monument: Anıt, abide
Mood: Ruh hali, hava
Morale: Moral, manevi güç, maneviyat
Mortality: Ölümlülük, ölüm oranı
Motion: Hareket, devinim, önerge
Motive: Neden, güdü, dürtü
Motorway: Otoyol
Mud: Çamur
Murder: Cinayet, adam öldürme
Muscle: Kas, adale
Mutineer: İsyancı, asi
Mystique: Esrarlı hava, esrarlı, gizemli
Nail: Tırnak
Narrative: Hikâye, öykü, hikâye anlatma
Nation: Millet, ulus
Nobility: Yücelik, asillik, soyluluk
Nomenclature: Terminoloji, adlar dizini, isimler
Note: İşaret, belirti, not
Notion: Kavram, fikir, görüş
Novelty: Yenilik, acayiplik, tuhaflık
Nuisance: Sıkıntı, dert, belâ, baş belâsı
Nurse: Hemşire
Nutrient: Gıda, besleyici madde,
Nutrition: Besin, gıda, beslenme
Obedience: İtaat, boyun eğme, sadakat
Obesity: Şişmanlık, aşırı şişmanlık
Obligation: Minnet, zorunluluk, yükümlülük
Observer: Gözlemci
Obsession: Takıntı, saplantı, sabit fikir
Obstacle: Engel, mani
Occasion: Fırsat, ortam, durum
Occupation: Uğraş, iş, meşguliyet
Odd: Acayip, tuhaf, garip
Odour: Koku
Offence: Suç, saldırı, gücenme
Offspring: Ürün, çoluk çocuk
Opacity: Saydam olmayış, şeffaf olmayış, anlaşılmazlık
Operation: Cerrahi müdahale, operasyon, ameliyat
Opinion: Fikir, düşünce, kanı
Opponent: Aleyhtar, düşman, rakip
Opportunity: Fırsat, uygun durum, şans
Organization: Organizasyon, örgüt, örgütlenme
Orientation: Oryantasyon, uyum sağlama
Origin: Kök, köken, başlangıç
Ornament: Süs, takı, aksesuar
Ornamentation: Süsleme, süs, takı
Orphanage: Yetimhane, yetimler yurdu
Oscillation: Salınım, sallanma, titreşim
Outbreak: Patlak verme, salgın, isyan
Outcome: Sonuç, son
Outlay: Harcamalar, giderler, harcama
Outlet: Çıkış, yol, ağız,eser,çalışma,görev,
Outlook: Görünüm, görünüş, görüntü,bakış açısı,görüş açısı
Output: Çıktı, çıkış gücü, verim, üretim
Outset: Başlangıç, baş
Outskirts: Kenar mahalleler, varoş
Overview: Genel bakış, kısaca gözden geçirme
Pact: Pakt, anlaşma, sözleşme
Pair: Eş, çift
Paradise: Cennet, Aden
Paradox: Mantıkla çelişen ama doğru olan söz, paradox
Parcel: Paket, koli, parsel
Participant: Katılımcı, iştirakçi
Particle: Tanecik, molekül, parçacık
Partition: Bölme, ayırma, taksim etme
Passion: Hırs, ihtiras, tutku
Path: Yol, patika
Pattern: Örnek, eşantiyon, şablon
Peace: Barış, sulh, huzur, rahat
Peak: Zirve, doruk, tepe
Pearl: İnci, sedef
Peasant: Köylü
Pedestrian: Yaya
Penalty: Ceza, para cezası, penaltı
Pension: Emekli maaşı, emekli
Percentage: Yüzde, yüzdesi, oran
Perception: Algılama, idrak, algı
Performance: Gösteri, oyun, performans
Periodical: Dergi, mecmua
Pessimistic: Kötümser, karamsar, pesimisttik
Pesticide: Böcek zehri, zararlı bitki zehri
Phase: Safha, evre, faz, aşama
Phenomenon: Olgu, fenomen, algılanabilen şey
Phrase: Deyiş, ifade, tabir
Pilgrimage: Hac, hacılık, hac yolculuğu
Pistol: Tabanca
Pity: Merhamet, acıma, acınacak şey, üzücü
Plague: Veba, belâ, felâket, dert
Plaintiff: Davacı, şikâyetçi
Plant: Bitki
Playwright: Oyun yazarı
Plot: Komplo, entrika, fesat
Plug: Priz, tıpa, tıkaç, fiş
Poison: Zehir
Pole: Kutup
Policy: Politika, siyaset
Polish: Polonyalı, polonyaca
Politician: Politikacı
Pollutant: Çevre kirliliğine yol açan madde
Pollution: Kirlenme, kirletme
Pond: Gölet, gölcük, havuz
Pool: Havuz, gölcük, gölet
Population: Nüfus
Populous: Yoğun nüfuslu, kalabalık
Pore: Gözenek
Port: Liman
Portion: Porsiyon, pay, hisse, parça
Portrait: Portre, vesikalık fotoğraf
Possibility: Olasılık, ihtimal, olanak
Posterity: Gelecek kuşaklar, soy, nesil
Pouch: Kese, torba, torbacık
Poverty: Yoksulluk, fakirlik
Practice: Pratik, idman
Practitioner: Pratisyen, doktor
Prairie: Çayır, kır
Precaution: Önlem, tedbir
Preface: Önsöz
Preference: Tercih, yeğ tutma
Prejudice: Önyargı, peşin hüküm
Premium: Prim, ödül, ikramiye, kâr payı
Prescription: Reçete, ilaç yazma, emir
Presence: Varlık, varoluş, tavır
Present: Hediye
President: Başkan, cumhurbaşkanı
Pressure: Baskı, zorlama, sıkıntı
Prestige: Prestij, saygınlık, itibar
Prey: Hayvanın avı
Price: Fiyat
Pride: Gurur, kibirlilik
Prince: Prens, şehzade, hükümdar
Principle: Prensip, ana, esas
Priority: Kıdem, öncelik
Prison: Hapishane, cezaevi, kodes
Privacy: Mahremiyet, kişiye özellik
Privilege: Ayrıcalık, imtiyaz, dokunulmazlık
Prize: Ödül, mükâfat, ikramiye
Probability: Olasılık, ihtimal
Procedure: Prosedür, işlem, usul, muamele
Process: Yöntem, işlem, süreç
Product: Ürün, mahsul, sonuç
Production: Üretme, üretim, yapım
Profession: İş, uzmanlık alanı, meslek
Profile: Profil, yüzün yandan görünüşü, kesit
Profit: Kâr, kazanç, getiri
Prohibition: Yasaklama, yasak
Project: Proje, tasarı, plan
Proliferation: Çoğalma, üreme, tomurcuktan üreme
Promotion: Reklâm, tanıtım, terfi, artırma
Proof: Kanıt, delil, ispat
Property: Eşya, emlâk, mal, mülk
Proportion: Oran, nispet, pay, kesim
Proposal: Öneri, teklif, evlenme teklifi
Proprietor: Sahip, mal sahibi, mülk sahibi
Prosecutor: Savcı
Prospect: Beklenti, olasılık, umut
Prosperity: Zenginlik, refah, bolluk
Protagonist: Kahraman (hikâye), elebaşı
Protection: Koruma, muhafaza, himaye
Province: İl, vilâyet, uzmanlık alanı
Proximity: Yakınlık, yakın olma
Psyche: Ruh, akıl
Psychology: Psikoloji, ruhbilim
Public: Kamu, kamusal, halk
Publication: Yayınlama, yayın, neşriyat
Publicity: Tanıtım, tanıtma, reklâm
Pulley: Makara, palanga, kasnak
Pulse: Nabız, nabız atışı
Punishment: Ceza, cezalandırma, sert davranma
Pupil: Öğrenci
Purity: Saflık, temizlik, namus
Purpose: Amaç, maksat, niyet
Pursuit: Kovalama, takip, araştırma
Quality: Nitelik, kalite, vasıf
Quantity: Nicelik, miktar, sayı
Quarantine: Karantina
Quarter: Çeyrek, dörtte birlik bölüm
Queen: Kraliçe, sultan, sevgili,
Quest: Arama, araştırma, soruşturma
Questionnaire: Anket, soru kâğıdı, soruşturma
Quintessence: Öz, en özlü kısım, özünün özü
Quota: Kota, kontenjan, pay
Rabies: Kuduz
Race: Yarış, ırk
Radiation: Işın, yayılma, radyasyon
Rage: Öfke, gazap
Range: Sıra, dizi, mesafe
Ransom: Fidye, fidye ile kurtulma, kefaret
Rate: Oran, kur, rayiç,ücret,fiyat
Ration: İstihkak, yiyecek payı
Ray: Işın, ışık huzmesi, iz
Reaction: Tepki, reaksiyon
Reality: Gerçeklik, realite, gerçek
Receipt: Alındı, makbuz
Recession: Gerileme, durgunluk
Recipient: Alıcı, alan kimse
Recital: Resital, solist konseri
Reconciliation: Barış, barışma, uzlaşma
Reconnaissance: Keşif, arama
Record: Kayıt, kaset
Recovery: İyileşme, düzelme
Reduction: İndirim, düşürme, azalma
Refugee: Mülteci
Regime: Rejim, yönetim şekli, düzen
Region: Bölge, yöre
Regression: Geri çekilme, dönüş, gerileme
Regulation: Düzenleme, düzene sokma, ayarlama,yasa,yönetmenlik
Reinforcement: Takviye, destek, güçlendirme
Relation: İlişki, bağlantı, akraba
Relationship: İlişki, ilgi, bağ
Relative: Akraba
Reliance: Güven, inanç, itimat
Relic: Kalıntı, eski eser, yadigâr
Relief: Rahatlama, sıkıntıdan kurtulma
Religion: Din, inanç
Remedy: İlaç, tedavi, deva, çare
Remnant: Artık, kalıntı, bakiye
Renown: Ün, şöhret, şan
Replica: Kopya, tıpatıp aynı, eşi
Reptile: Sürüngen
Reputation: Ün, ad, şöhret, itibar
Repute: Ün, şöhret, ad, isim
Reservation: Rezervasyon
Resident: Oturan, ikamet eden kimse
Residue: Artık, kalan, kalıntı
Resolution: Niyet, karar, önerge
Resort: Dinlenme yeri, mesire, tatil yeri
Resource: Kaynak, çare
Response: Cevap, yanıt, tepki
Responsibility: Sorumluluk, mesuliyet, yükümlülük
Restraint: Baskı, kısıtlama, engel
Result: Sonuç, netice, son
Retail: Perakende satış, perakendecilik
Retirement: Emeklilik, emekliye ayrılma
Revelation: Açığa çıkarma, vahiy
Revenue: Gelir, devlet geliri
Revolution: Devir, devrim, ihtilal
Reward: Ödül, mükâfat
Ritual: Dinsel tören, dini tören
Rival: Rakip, hasım
Rivalry: Rekabet, yarışma, çekişme
Robbery: Hırsızlık, soygun
Role: Rol
Roof: Çatı, dam, motor kapağı
Root: Kök, köken, kaynak
Route: Rota, yol, hat, güzergâh
Row: Sıra, dizi ,tartışma
Safety: Güven, güvenlik, emniyet
Saint: Aziz, evliya
Sake: Hatır
Salary: Maaş, aylık
Sale: İndirim, satış
Salesman: Satış elemanı, satıcı
Salinity: Tuzluluk, tuzluluk oranı
Salvation: Kurtuluş, kurtulma
Sample: Örnek, eşantiyon, numune
Sanction: Yaptırım, onay
Sanctuary: Sığınak, tapınak
Satellite: Uydu
Satirical: Yerme, hicivli, mizah
Satisfaction: Tatmin, memnuniyet, hoşnutluk
Saucer: Çay tabağı
Savage: Vahşi, yabani, ciddi
Scale: Ölçek, kefe, terazi gözü
Scar: Yara izi, iz, çizik
Scene: Olay yeri, sahne
Scent: Koku, esans, güzel koku
Schedule: Tarife, şift, program
Scholar: Alim, bilgin, bilim insanı
Scholarship: Burs, öğrenim
Science: Bilim, ilim, fen
Scientist: Bilim insanı
Scope: Kapsam, niyet, amaç
Screen: Ekran, perde
Script: El yazısı, senaryo
Scrutiny: Dikkatli inceleme
Sculpture: Heykel, heykelcik, heykeltıraşlık
Secession: Ayrılma, uzaklaşma, bölünme
Section: Bölge, bölüm
Sector: Sektör, işkolu, bölge
Security: Güvenlik, emniyet
Sediment: Tortu, çökelti, telve
Seed: Tohum, çekirdek, tane
Segment: Parça, kesim
Segregation: Ayrılma, ayrım, ırkçılık
Self-confidence: Kendine güven, özgüven
Sensation: Duyu, duygu, his, algı, hissetme
Sentiment: Hassaslık, duyarlılık, duygusallık
Sequence: Dizi, seri, sıra, art arda sıralama
Service: Servis, hizmet, görev
Session: Dönem, oturum, akademik yıl
Setback: Gerileme, kötüleşme, başarısızlık
Settlement: Yerleşme, anlaşma
Sewage: Lağım suyu, lağım pisliği, kanalizasyon
Shade: Gölge, gölgelik
Sheet: Çarşaf
Shell: Kabuk, deniz kabuğu
Shield: Kalkan, siper, zırh, koruma
Ship: Gemi
Shipwreck: Deniz kazası, gemi enkazı
Shore: Sahil, deniz kıyısı, deniz kenarı
Shortage: Yokluk, eksiklik, açık, kıtlık
Shortcoming: Noksan, eksiklik, kusur
Sickness: Hastalık, bulantı
Siege: Kuşatma, çevresini sarma
Sight: Görme, görme yeteneği, görüş
Sightseeing: Gezi, gezip görme
Sign: İmza, işaret
Significance: Anlam, önem
Similarity: Benzerlik
Sincerity: İçtenlik, samimiyet
Skill: Beceri, ustalık, hüner
Skin: Cilt, deri
Skirmish: Çarpışmak, çatışmak
Skull: Kafatası, kurukafa
Skyscraper: Gökdelen
Slave: Köle
Slope: Yokuş, bayır, eğimli yer
Smallpox: Çiçek, çiçek hastalığı
Snack: Aperatif, meze
Snapshot: Şipşak, şipşak fotoğraf
Soccer: Futbol
Soil: Toprak
Solid: Katı, sert, sağlam
Solidarity: Dayanışma, birlik, beraberlik
Solution: Çıkar yol, eriyik, çözüm
Sorrow: Acı, dert, keder, üzüntü
Sort: Tür, çeşit, sınıf
Soul: Ruh, can, gönül
Source: Kaynak, kaynakça, memba
Sovereign: Hükümdar, padişah, kral
Sovereignty: Egemenlik, bağımsızlık
Space: Mekân, aralık, mesafe, yer
Spacecraft: Uzay gemisi, uzay aracı
Span: Mesafe, an, kısa süre
Specialist: Uzman doktor, uzman
Specialization: Uzmanlaşma, ihtisas
Species: Çeşit, tür, cins
Spectacle: Görünüş, gösteri, gözlük
Spectator: Seyirci, izleyici
Spectrum: Spektrum, tayf
Sphere: Küre, yuvarlak, yerküre
Spirit: Ruh, can, maneviyat
Spite: Nispet, kin, garez,inat
Spore: Spor, kaynak, köken
Spot: Nokta, benek, leke
Spring: İlkbahar, bahar
Sprinter: Yarışçı, sürat koşucusu
Square: Kare
Staff: Personel, kadro, kurmay
Stagnation: Durgunluk, hareketsizlik, kesatlık
Stake: Ortaya konan para, bahis
Stalemate: Pata (satranç), çıkmaz
Starvation: Açlık, açlıktan kıvranma
Statue: Heykel, statü, yontu
Stature: Endam, önem, kişilik
Statute: Kanun, statü, yasa
Stem: Sap, gövde
Stereotype: Klişe, basmakalıp söz
Stewardess: Hostes
Stimulus: Dürtü, uyarıcı
Stock: Stok, malzeme, sermaye, varlık
Stomach: Mide, karın
Storage: Depo, ambar, depolama, saklama
Store: Dükkan
Storey: Kat
Storm: Fırtına
Story: Makale, öykü, hikâye
Strain: Özellik, soy, ırk, yük
Strap: Kayış, kemer, tasma, şerit
Strategy: Strateji, taktik, savaş bilimi
Streak: Işın, şimşek, düzensiz çizgi, damar
Stream: Akarsu, çay, dere, akın
Strength: Güç, kuvvet, derman
Stretch: Uzatmak, germek, yaymak
String: Bağ, ip, kordon, sicim
Structure: Yapı, bünye, bina
Stuff: Şey, eşya, madde, hammadde
Subconscious: Bilinçaltı
Subject: Konu, ders
Submarine: Denizaltı
Subscription: Abone ücreti, aidat
Subsidy: Devlet desteği, para yardımı
Substance: Madde, cisim
Substitute: Yerine geçirmek, yerini almak
Substitution: Yerine geçme, yer değiştirme, değişiklik
Substratum: Temel, alt tabaka, taban
Suburb: Banliyö, varoş, kenar mahalle
Success: Başarı
Successive: Üst üste olan, peş peşe, ardışık
Suicide: İntihar, intihar eden kimse
Suit: Takım elbise
Sum: Toplam, tutar, adet, yekun
Summary: Özet, kısaltma
Summit: Zirve, doruk, tepe nokta
Sunlight: Güneş ışığı
Sunset: Gün batımı, güneşin batışı
Superpower: Süper devlet, süper güç
Superstition: Batıl inanç, hurafe
Supervisor: Şef, müdür, yönetici
Supplement: Ek, ilave, tamamlayıcı
Supporter: Destek, destekçi
Supremacy: Üstünlük, büyüklük, egemenlik
Surface: Yüzey, dış görünüş
Surge: Taşma, kabarma, dalgalanma
Surgeon: Cerrah, operatör
Surgery: Cerrahlık, ameliyathane
Surveillance: Gözetim, gözetleme, gözaltı
Swamp: Bataklık
Sympathy: Sempati, sevgi, ilgi, acıma
Symptom: Semptom, bulgu, belirti
Synthesis: Sentez, bireşim
Tailor: Terzi
Tale: Hikaye, masal
Talent: Marifet, yetenek, kabiliyet
Target: Hedef, nişan, amaç
Tariff: Gümrük vergisi
Task: Görev, iş, külfet
Team: Grup, ekim, takım
Tear: Göz yaşı
Technique: Teknik, yöntem, usul
Temper: Huy, ruh hali, keyif
Temple: Tapınak, şakak
Tendency: Eğilim, meyil
Tension: Gerilim, gerginlik
Term: Dönem, terim
Terrain: Yer, arazi
Territory: Arazi, bölge, toprak
Testimony: Şahitlik, tanıklık, ifade verme
Textile: Tekstil, dokuma
Theft: Hırsızlık
Thesis: Tez, sav, önerme
Thoroughness: Tamlık, mükemmellik, kusursuzluk
Thread: İplik, tel, lif
Threat: Korkutma, tehdit, gözdağı
Threshold: Eşik, eğik
Thunderstorm: Sağanak, gök gürültülü fırtına
Tide: Cereyan, gelgit, met cezir
Tile: Kiremit, fayans, çini
Timber: Kereste, kerestelik ağaç
Tissue: Doku, ince kumaş, ince kâğıt
Tomb: Kabir, mezar, lahit
Topic: Konu, mesele, mevzu
Torch: Meşale, cep feneri, el feneri
Tornado: Kasırga, hortum
Toxin: Toksin
Track: İz, patika, koşu yolu
Tract: Sistem
Trade: Ticaret, iş, alım satım
Tradition: Gelenek, adet, sünnet
Tragedy: Trajedi, facia, felaket
Train: Tren
Trait: Özellik, kişisel özellik
Transaction: İşlem, muamele, alakadar olmak
Treasure: Hazine, define, servet
Treatment: Tedavi, davranış
Treaty: Antlaşma, mukavele
Tremor: Çarpıntı, sarsıntı, titreme
Trench: Hendek, çukur, siper
Trend: Eğilim, yön, gidiş
Trial: Mahkeme, duruşma
Tribe: Kabile, aşiret
Trip: Gezi, gezinti, seyahat
Triumph: Zafer, başarı, utku
Trunk: Gövde, beden, bagaj
Truth: Gerçek, hakikat, doğruluk
Typhoon: Tayfun, kasırga
Tyranny: Zulüm, zorbalık, zorba yönetim
Tyrant: Zalim hükümdar, tiran
Unemployment: İşsizlik
Union: Sendika, birlik
Unity: Birlik, teklik, bütünlük
Uproar: Şamata, curcuna, gürültü
Uptake: Yükselme, kaldırma
Urbanity: Kibarlık, nezaket, medenilik
Urbanization: Kentleşme, şehirleşme
Vaccine: Aşı
Validity: Geçerlik, yasallık, sağlamlık
Value: Değer, kıymet, önem
Vapour: Buharlaşma
Variety: Çeşitlilik
Vehicle: Araç
Vein: Toplardamar, damar
Velocity: Hız, sürat
Verdict: Karar, yargı, hüküm, jüri kararı
Verge: Sınır, eşik, kenar
Verse: Dize, mısra
Vessel: Damar, kanal, gemi
Vicinity: Civar, çevre, etraf
Victim: Kurban
Victory: Zafer, utku, galibiyet
View: Görüş, manzara
Violation: Bozma, ihlâl etme, riayet etmeme
Violence: Şiddet, zorbalık
Virtue: Fazilet, erdem
Visibility: Görünebilme, görünürlük, görüş mesafesi
Vision: Görme, vizyon, görme gücü
Vitality: Yaşama gücü, dayanma gücü
Voyage: Yolculuk, seyahat, sefer
Wage: Ücret, haftalık, maaş
Warehouse: Depo, ambar, büyük mağaza
Water: Su
Weapon: Silâh
Weed: Yabani ot
Wheat: Buğday
Wheel: Tekerlek, direksiyon
Whirlwind: Hortum, kasırga, hızlı tip
Wilderness: Kır, çöl, sahra, el değmemiş yer
Will: Azim, irade, istek, arzu
Wing: Kanat, burun kanadı, ek bina
Wire: Telden yapılmış, tel
Wisdom: Akıl, akıllılık, bilgelik
Wit: Akıl, zeka, anlayış
Wound: Yara, bere
Wrath: Öfke, gazap, hiddet
Wreck: Enkaz
Wrist: Kol bileği
Yeast: Maya, köpük, coşku
Zone: Bölge, kuşak, mıntıka

Ücret İadeli Eğitim Modeli

Bizimle çalıştınız ve istediğiniz skoru alamadınız, o zaman ödemiş olduğunuz tüm ücreti size kesintisiz olarak iade ediyoruz. Üstelik bunu resmi garanti belgesi ile yapıyoruz.

% 100 Başarı Garantili Eğitim

Mevcut İngilizce seviyeniz, hedeflediğiniz puan ve sınava gireceğiniz tarihe göre ayarlanmış sadece size özel bir eğitim modeli düşünün. Üstelik hiçbir sınırlama olmadan kendi hızınızda 7-24 online çalışma imkanı.

yds Ders Örnekleri

Önce Tüm Sistemi Keşfet!

Demo eğitim videolarımızı izleyerek eğitim kalitemizi satın almadan önce keşfedebilirsiniz. Ayrıca ücretsiz üye olarak çalışma sistemimizi deneyebilirsiniz.

HEDEFLEDİĞİNİZ SKORA ULAŞAMAZSANIZ ÖDEDİĞİNİZ ÜCRETİN TAMAMINI HEMEN İADE EDİYORUZ!